30 Temmuz 2010

Bi koşu geldim

Eski komşumuz fethiye/ovacıkta ucuz bir otel bulmuş bizide çağırdılar. Benimde zaten param yok, tatil planı yaptığımız arkadaşlarda ikide bir plan değiştirip erteledikçe bende annemle belkide son kez tatile gittim (böyle diyorum çünkü cidden bıktım, sürekli bir şikayet, sürekli bir problem! yani annemle çok acayip bir yere tamamen bedava gitme şansım bile olsa cidden çok düşünürüm) Neyse konuya dönelim.

İlk kez parasailing yaptım, tüm ölüdenize etrafta hiç ses olmadan o kadar yukardan uçarak bakmak güzelmiş.

İlk kez profesyonel go-card kullandım, 60km/s de limitlilerdi ama o kadar alçakta o virajlı pistte o hız inanılmazdı, yola manyak tutunuyorlar virajlarda insanın boynu kopacak gibi oluyor. birde direksiyon sert baya.10 dakkalık sürüşten sonra indiğimde ciddi anlamda ellerim uyuşmuş ve terden sırılsıklamdım, Çok büyük keyifti.

Yine bir ilk olarak çok istediğim ama daha önce binme şansını bulamadığım catapult'a bindim bilmeyenler için bkz ve also bkz

Kanoyla ölüdenizde gezerken yanımıza caretta caretta geldi. İlk sudan kafasını çıkarına baya korktum "BU NE LAN!!! :O" diye ama sonra çok sevindim delüü

Oralarda hep ingiliz varmış türklerden daha çok.

İngiliz genç kızların hepsi bu sene emo tarzında saçlarla geziyorlar.

Oralarda çok güzel kızlar varmış :P

Akşamları oraya bizi çağıran ailenin yaşıtım oğlu ile takılıoduk tarzlarımız pek uymasada. Onun arabası var (bmw 320) Bide hayvan gibi ses sistemi var. Onla kız tavlayabileceğini sanıyordu. Saçma sapan kafa sikecek şekilde bass'lı şarkılarla apaçi gibi gezindik baya. Kızların yanından geçerken ses açıyor falan, neden ingiliz hatunlarının sincandaki "gardaş" krolarla aynı zevklere sahip sanıyor onu çözemedim. O değil ingilizceside yok hadi bir ihtimal dikkat çekse ne yapacaktı onuda merak ediyordum :P Neyse işte o yüzden yayalara özgü bölgelerde gezinirken hep daha çok zevk aldım. Habire insan arasına karışıp elemanla arama bi sürü insan sokuyodum tek başıma geziomuş imajı vermek adına :P Hayır kötü biri değil uzun süredir tanıdığım her şekilde güvendiğim biri, ama ölüdeniz gibi bir yerde takılmak isteyeceğim biri mi? ; Kesinlikle Hayır.

Neyse ingiliz kızları dioduk, denizdeyken tek başıma kalmak için en sık yaptığım şey, uzaktaki dubalara gitmekti :D hem oraya tanıdıklarımdan kimse gidemiodu hemde baya güzel bir ortam vardı (evet dubada) dubaya çıkamayanlar, çıkıpta düşenler, atlayanlar falan... Orda dubadan balıklama atlamayı öğrenmeye çalışan gördüğüm en güzel biritiş çik'e (ki duba sallandığı için normal balıklama atlamak zor) ters atlamasının daha kolay olacağını söyledim gösterdim falan.. biraz konuştuk ettik, tam fotoğraftan konuyu açıp dikkat çekicektimki kız gitti. bende kendimi serin sulara attım.. Ters balıklama şeklinde tabi...

Bide bi kız daha gördüm bööle adriana limanın daha güzeli, ben duşa gidiyodum, o duştan geliodu. güneş gelmesin die yüzüne tutuodu elini bende merak ettim bööle kafamı yüzünü görcek şekilde uzatım, uzatmaz olaydım enemmmmm. bööle çok hazırlıksız yakalandım ööle güzel bişeye, nası durcam nası bi ifadem olsun die telaş yapıp mal gibi gülümsedim :S Ama kız güzel olduğu kadar iyi kalpiydi de, o da gülümsedi ööle durcak gibi oldu, ben devam ettim.. Oralara kafa adamlarla gitmek lazım aah ah.

Bide ne dicektim haa fazla fotoğrafçı görmedim, Ankarada daha çok adam var elinde makineyle gezen. Zaten bende orda fazla foto çekmedim, analogdan bir makara dijitaldende 3-5 foto çektim, onlarda anı fotoğrafı gibi.

Son olarak tatilin son gününde bir iki manzara çekerken, makinayı anneme verip sende beni çek dememle dolu dolu 6 güne ait tek fotoğrafımı çektirdim. Onuda paylaşarak bu gereksiz derecede uzun yazıyı sonlandırayım :D

Hiç yorum yok:

Rüya

Güzel rüyalara dair en kötü şey, uyanmak.