31 Aralık 2010

Daha ne olacak?

Burada belirttiğim üzere, yeni yılmış, yeni seneymiş pek umurumda değil. Senede bir kez olmak üzere milli piyango almak dışında birşey ifade etmiyor bana. Ama ediyor olsaydı bu heralde şimdiye kadarki en kötüsü olurdu.
Sabahtan dersim vardı, okula gittim. Derse gelen tek kişi bendim hocayla 3-4 dakika muhabbet ettik sonra gönderdi. Eve dönerken telefon çaldı,
Annem: "29 mayıs hastanesinde yoğun bakımdayız, annaneni görmek istiyorsan gel" dedi.
Sabahtan solunum zorluğu olmuş ve bilinç tamamen kapanmış. Tüm aile hastanedeydi ben gittiğimde. Ziyaret için yarım saatlik süre başladığında her hasta için bir kişiye izin veriliyordu yoğun bakım bölümünde. Ziyaretçi olarak hem ilk torun hemde bu tip şeylerde en soğuk kanlı ben olabildiğmden benim girmem iyi olur dedik.
Annanemi bulana kadar 4 tane yaşam ünitelerine bağlı insanın önünden geçtim. Ama birşey farketmedi girmiş olmam. Hala bilinci kapalıydı.
Hayatımda tanıdığım en hayata bağlı insandır annanem. Gençliğinde çevresindeki kadınlara okuma yazma öğretmiş, Kendi başına ingilizce öğrenip dedemin tayininin çıktığı yerlerde çocuklara hem okuma yazma, hem yabancı dil öğretmeye çalışmış.
Onu o şekilde görmek cidden zor bir görüntüydü.
Ama beni daha da rahatsız eden şey yoğun bakımdan çıkınca oldu. 5 yaşında bir çocuk içeri girmeye çalışıyordu. Babası 14 gündür yoğun bakımdaymış, annesine "babamı çıkar oradan" diye bağırıyordu. Belki zaten hassastım, belki bana 3 ocak 2000'i çok hatırlattı. Ama uzun zamandır kendimi bu kadar zor tutmamıştım.

Şimdi yeni yıla nasıl girersen öyle gider lafı o kadar komik geliyor ki. Bir yıla daha girdikya sapa sağlam. Daha ne?

Ek: 23.15 de doktor aradı hastaneden, beyinde de bir takım problemler oluştuğunu ve eski haline dönüşün %10 luk bir ihtimal olduğnu söylediler.

24 Aralık 2010

2 sene erken doğmuş

Bugün aldığım dersi kendi bölümümle değil, 2 seneliklerle alıyorum. Çünkü bizim bölümde ilk dönem açılmıyor bu ders. Dönem başından beri bol bol gözlemledim sınıftakileri, tabiki hepsi için genelleme yapmak yanlış ama bugün öyle birşey olduki bir çoğunun neden 4 değilde 2 senelik okuduklarını anladım.
Adam tv de gördüğü kızla tanışmak için evlenme programını aramış lan! Aynı sınıftayız lan! herif ciddi ciddi evlenme programına bağlanacaktı!

22 Aralık 2010

En uzun

Neden millet gerizekalı gibi "en uzun gece :)" falan yazıyor sevinç ve heyecanla?
21'i ve 22'si arasında 12 saatten fazla karanlık olacak Türkiyede. Ama kim onu bir önceki veya sonraki geceden ayırabilecek? Sanki o gece 12 saat aralıksız sevişeceklermiş gibi bir hava var millette.
Gece uzun olabilir ve dönence ile amerikadan görünen ay tutulması kesişmiş olabilir. Ama yarın hepiniz aynı kiloda, aynı suratla, aynı hayata uyanacaksınız. Kabullenin.

Ek: Ha birde Japonya açıklarındaki depremi buna bağlayanlar olacaktır, onları 12 saat siksen de adam olmazlar.

21 Aralık 2010

Bir de baktım

Bugün "niyaz" adında bir grubu ve "karsh kale" diye bir herifi keşfettim. Keşke önceden bileydim. Yaptıkları müzikler çok farklı.
Bunu tivitır dan yazacaktım, ama sonra buradan yazmayı tercih ettim.

18 Aralık 2010

Rüyada bile denerim

Yeni flaşım ve tetikleyicilerim geldi. Ama ben eve geldiğimde onları deneyecek durumda değildim çok uykum vardı.
Rüyamda ne yapsam iyi olur; Tabiki flaşı deniyordum :D
O değil kalkınca sahiden denedim tetikleyicilerimde flaşımda eskisine göre daha iyi.
İlla bakcam neymişki o dediklerin diyenler için :
Aha bu flaş
Aha bu da tetikleyici

Ice ice baby

Bugün en sevdiğim ve neredeyse en az 2 haftada 1 içtiğim en sevdiğim içecekten her zamanki ölçüde (1 şişe:)) içtim. Sonrasında evde onun damıtılmış versiyonundan vardı, V.S. türünden hemde. O baya serttir ve eskiden çok sevmezdim. Evde bitter çikolata da bulunca ondan da biraz içeyim derken ondan da 5 duble kadar içtim. Ve tüm bunları yaparken odamın camı açıktı yani odam baya serindi. Ve ben şu an bu yazıyı düzgünce yazabiliyorum. Demekki soğuk olduğu sürece bir şişe şarap üstüne 5 duble Martell V.S. cognac içmemin önemi yok.
Soğuğu bu kadar sevdiğimi söylüyorum ama bir gün soğuktan dolayı soğuk ısırı yaşarsam hatta işin bokunu çıkarıp donup ölürsem ne ironik olur lan :D

14 Aralık 2010

Tahin Pekmez

Bu sene yediğim ilk tahin-pekmezi evin dört bir yanında şınavlar ve mekiklerle kutluyorum.

07 Aralık 2010

Zil çaldı

İronik bir rüya gördüm;
Rüyamda mezun olduğum liseye gidiyordum, orası yurt gibi otel gibi birşey olmuş. Liseden bir arkadaşım orda kalıyormuş. Odasına gidiyordum, uyuyordu. Benim gelme sesime uyanıyordu, baya korkmuş görünüyordu, kabus görmüş. Bende ona o tip bir durum olunca ses çıkaran birşey bulup sallamasını ve sesi duyamıyorsa rüyada olduğunu ve korkmaması gerektiğini söylüyordum. Sonra o da masasının üstünde bir çan olduğunu gösteriyordu bana, elime alıp sallıyordumi ses gelmiodu. Tam "AHA!?" derken uyandım.

Şimdi buradan kendime sesleniyorum;
Len daha kendin rüyadamısın değilmisin farkında değilsin, ne bok yemeye millete akıl veriyorsun! O değil ses çıkaran şeyleri duyma duymama olayını nerden uydurdun onu bir açıkla önce.

06 Aralık 2010

Melez Film

Demin bir kısmı Ankarada çekilmiş bir filmin fragmanını izledim, Aha bu
Eğer fragmanı izlediyseniz söyleyin bana; Bu şimdi "Amélie" ve "Jeux d'enfants" ın karışımı değilde ne? Lan bari bilinmeyen filmlerden (ç)alıntı yapın tutupta en popüler iki fransız filmini birbirine kırdırıp melez film yapmanın mantığı ne :D

30 Kasım 2010

Tebrikler

Sevgili Behati Prinsloo,
Öncelikle seni tebrik etmek istiyorum. 21 Yıllık yaşamın boyunca bu onura erişmek için çabaladığının farkındayım. Ve evet sonunda çalışmaların meyvelerini verdi! Tüm o catwalk, tüm o fotoğraf çekimleri ve büyük olasılıkla yaptığın tüm o spor ve egzersizler sayesinde az önce "Kutay'ın evlenme olasılığı olan makul miktardaki hatun" listesine girmiş bulunuyorsun. Başarın için seni tebrik eder; Formunun ve yüzünün bozulmamasını dilerim.
Saygılar, Kutay.

22 Kasım 2010

I-doser

Madem bu aralar yine uçuk kaçık rüyalar görüyorum o halde iyice abartayım dedim.
2-3 sene önce duyduğum ama olurmu öyle şey yaw dediğim i-doser denen şeyi deneyeceğim bakalım 1-2 gün etkisi olursa yazarım.

21 Kasım 2010

Ay si det pipıl

Feysbukumdan 20 ila 30 arası kişinin kim olduğuna dair hiç bi fikrim yok. İşin acaip kısmı bu insanlarla 20-30 ortak arkadaşım var, hani bir baktımda bunlarda aynı insanlar. Bence bu 20-30 kişi feysbukta ölüp ruhu hapsolmuş kayıp insanlar. Ölü olduklarının farkında değiller. Tamam bir şekilde hepsi fotoğrafçı ama O kadar alakasız yerlerdenki onların birbirlerini tanıdıklarındanda şüpeliyim. sanırım oraya hapsolmaları daha ilginç ve samimi bir gerçek. Evet öyle kabul edeceğim.. Ama sildim tabi, hoşlanmam ölülerden ıyy öğk. Kötü kokuyorlar... :P

Schumacher.. Smirnoff.. Bi Siktirgit...

Dün rüyamda Michael Schumacher ile motorsporlarını tartışıyorduk. Arkadaşlığımızın temelide meğerse o önceden bizim bölümden ders alıyormuş. Rallylerden falan bahsedioduk. Sona ben şarap almaya gidiodum, diyodum ki kuruyemişciye "bana en iyi şarabını ver, çok önemli biriyle görüşcem" o da diyordu ki "elimde iyi kırmızı şarap yok, ama smirnoff un 25 yıl bekletilmiş beyaz şarabı var onu al diodu" Benden ondan alıyordum. Sonra Schumacher bana yazın otellerde fotoğrafçılık yapmamı öneriyordu. Aracı olacaktı bir iki otele falan.
Uyandığımda "otellere başvurmalıyım, portfolyo göndermeliyim, schumacher ayarlayacak.." falan diye salak bi haldeydim. Sonra yavaştan aklım başıma geldi, "ne oteli la!" dedim. Sonra bilgisayarı açtım smirnoff şarap üretmişmi hiç diye baktım; Üretmemiş.

O değilde ne alaka amına koyim :D Schumacher bana kariyer danışmanlığı yapıyor, işin acayipi koca yarış efsanesi herif "Başkent Turizm ve Otelcilik"ten ders alıyor falan.
Schumacher, smirnoff, ikiside benzer harfler taşıyorda ne alaka girdiler rüyama anlamadım. Nedir yani alkollü araç kullanılmamalı mı? Bu mudur ders, Bu ibretlik bir rüyamıdır? Smirnoff şarap üretiminemi geçmeli? Yoksa zaten gizliden gizliye üretip kendileri mi içiyor... Off kafam çok karışık :((

19 Kasım 2010

RIP Dobby

RIP Dobby trending olmuş tivitırda. Millet nokta koymayaınca tam bellatrixden beklenecek bir replik oluşmuş :D

18 Kasım 2010

Harry Potter

11 Yaşında okumuştum ilk Harry Potter kitabımı. Yaşım serinin başlangıcına çok yakın olduğundan fena sarmıştı o dönem. İşin tuhaf yanı sonradan daha fena sarması oldu.
Kitapları, filmleri, bilgisayar oyunları, internet forumları derken, baya bir girdim bu dünyanın içine. 1,2,3 derken bitti kitaplar. Her kitaptan aylar önce fikirler üretir, bir sonraki kitapta neler olacağını düşünür, daha çok var sona kim bilir neler olacak diye hayal kurardım. Boş kaldıkça, sıkkın olduğum dönemlerde veya acaba ne yapsam diyecek kadar boş vaktim olduğunda seriye yeniden başlar, yeniden okur yeniden izlerdim. Hani iyi günde kötü günde sığındığım bir şeydir =)
İki buçuk sene önce Harry Potter'ın son kitabı çıktığında, onu ilk olarak çevirip, Tüm fanların önüne sunan grubun bir parçası olma şansım olmuştu, o görevi hakkıyla yerine getiremesemde bir şekilde o projenin içinde olmak ve çıkan son Harry Potter kitabının bir parçası olmak çok özeldi.
Geldik 2010'a, artık bekleyecek kitap kalmadı ve dün 17.00 itibariyle geriye izleyebileceğim, bekleyebileceğim yanlızca 1 film kaldı. Bir an önce izlemek adına duyduğum heyecan mı daha fazla yoksa hiç bitmemesi için o sürecin uzamasını isteyen yanım mı bilmiyorum.
Tabi bir de Harry Potter hakkında hiç bir şey bilmeden "çocuk filmi(kitap olduğundan habersiz), klişe(aç da bir oku ondan sonra konuş)veya gelip geçici heves( dünya çapında 13 senedir? )" Diyenlerin dar görüşlülüğü ve bilgi edinmeden fikir sıçması konusuna şu parantezler dışında yorum yapmayacağım.
Bana kazandırdığı, arkadaşları, imkanları ve geçirttiği güzel zamanlar bir yana, 11 yaşında kitabı okuyup, gece yatağıma yatıp, sabah uyandığımda camımın önünde bir baykuş görmeyi hayal etmenin ne güzel bir duygu olduğunu öğrettiği için seviyorum bu seriyi.
Her ne kadar büyüyüp, kirlenip, iğrenç bir dünyada zorla savaştırılsak da, benim için dışarda bir yerlerde üstinde benim adım olan bir mektup taşıyan bir baykuş olduğunu düşünmek her zaman bana ihtiyaç duyduğum iyimserliği ve inancı sağlıyor. Sanırım o yüzden çok seviyorum bu seriyi, sadece geçmişimle alakalı olmadığı için.

08 Kasım 2010

İroni ?

bu
ve bu

Bu iki yorumda ironi var mı? Yoksa bu insanlar ciddi mi? Ciddilerse, o kafayla nasıl bulmuşlar o filmi merak ettim.

Yeri gelmişken; Harun'un "Avatar" a "çok güzel film" demesine hala inanamıyorum. Acaba o da mı ironi yapıyordu 5 dakika boyunca ısrarla!?

01 Kasım 2010

How the hell i could do all that!?

2010 şubat-haziran döneminde ilahi bir güç gelmiş bana, başka bir açıklaması olamaz.
Bir yandan köle gibi çalıştığım staj, bir yandan okul, onların arasında baya bi foto çekimi, o kadar takılma etme, bide deli sikmiş gibi hergün akşam yemekten sonra 3 buçuk kilometre yürüyordum. hatta onun üstüne koştuğum oluyordu. Sonuçta fiziksel olarak yağ yakmış ve kas kütlemi geliştirmiştim. Nasıl bir irade ve disiplin örneği sergilemişim lan! O süreçte kısıtlı zamanda yaptığım ve başarılı olduğum bitirme projesi, sunum, rapor vb. diğer akademik şeyleri saymıyorum bile :P Üşenmedim hesapladım o günlere göre haftada yaklaşık 12 kat daha fazla zamanım var ve o zaman yaptığım şeylerin yarısını anca yapıyorumdur bu durumda o döneme göre 24 kat daha kötüyüm :S

27 Ekim 2010

WALKMAN

Ha birde sony artık walkman adı altına ürün çıkarmayacakmış, üzücü. Kalemle kaset sarmayı öğreten alettir bir nesile.
Benim MEGA BASS lı kaset çalan süper bi walkman im vardı bugün onla gezdim :D
O MEGA BASS da ne havalı bir şeydi, bak hala büyük yazıyorum.

Best Lesson Ever

Hayatımın en eğlenceli ingilzice dersini geçirdim,
Ek bilgi: sonunda 4. sınıf speaking dersinde herşey ingilizce gidiyor sınıfta konuşulanın %5 i falan Türkçe, hani hocadan gizli fısıldaşırken bile ingilizce kullanacaz, o derece :P
Neyse konuya geleyim;
Önce hoca ingilizce espri veya şaka yaparken kullanılacak argolar hakkında bişiler anlatırken bir sürü argo dolu cümleler kurduktan sonra başka dilde küfür etmenin ne kadar rahat olduğundan bahsetti ve zaten az kişi olduğumuzdan aradan beni şecip "f word" ü söylememi istedi, olurdu olmazdı derken "well if you insist, thennnn fuck" diyiverdim :D güldük ettik :D
Sonra presentation konumuzu tartışırken ben en bildiğim işten fotoğraftan gideyim dedim, hocada fotoğrafa ilgili çıktı, istock daki en çok kazanan türk arkadaşıymış falan biraz foto muhabbeti döndü. sona ders arasında bir arkadaş şu anda indirmekte olduğu 40 gb lık koleksiyon(!)'dan bahsediyordu. Hoca geldiğinde içerde 3 erkek kalmıştık bi şekilde anladı konuyu sonra öyle bir laf ettiki cidden fena güldük, "what are you going to do with all that!? but then if you have nothing to do, it may work for you (gülüşmeler) or no one to do with! (burada yarılıyoruz)saolasın Kaan hoca =)

20 Ekim 2010

willy wonka

Bugün başka bir sınıfla birlikte yaptık speaking dersini. Diğer sınıftaki kızlardan biri her boka atlıyıp konuşmaya çalışıyor sonra bir yerde bir kelimenin ingilizcesini hatırlayamayınca Türkçesini söyliyip kilitleniyordu. Her kesildiğinde önce gülüp sonra kelimenin ingilizcesini söyledim. Bu olay 4 kere falan oldu bir derste. Kız bir kere daha bir cümle kurma girişiminde bulundu, hoca bana döndü bakıyor nerede devreye girmem gerekecek diye =) Ama girmem gerekmedi kız tek seferde cümle kurdu rahat bir nefes aldık. Birde hoca çikolata ile ilgili bir speaking için brainstorming yaparken çikolatanın mucidi kimdir diyince "willy wonka" dememe sadece o kızın ve hocanın gülmesi, sınıfın sinemaya olan ilgisininde göstergesidir.

14 Ekim 2010

Gerizekalı-Özenti-Balık hafızalı

Bende dahil bu ülkede yaşayanların hepsi bu 3 kavram arasında dolaşıyor.
Göğüs kanserine dikkat çekmek amacıyla başlayan faaliyete bilinçsizce katılan kızlar.
Onlara karşılık vermek için saçmalayan oğlanlar.
Kedilere işkence videosu popüler olunca orada burada bağırıp hayatında daha önce hayvan hakları için hiçbirşey yapmamış veya yapmayacak olanlar.
Maden işcilerini sadece kazalar olunca aklına getirip laf edenler.
Her gün bilinçli yaşadığını söyleyip, her gün bu koca sistemdaki rolünü kuzu kuzu oynayanlar.
Vatan millet sakarya diye savaşmaya gidenler, beyinlerinin yıkanmasına izin verip zevkle koyunlaşanlar.

İnsanlık bu değil, Milletce evcil hayvanız. Hem de kullanılan, umursanmayan hayvanlardan. Tehlikeli yerlere ilk olarak gönderilen, ihtiyaçları gerçekten umursanmayan, sadece ihtiyaç duyulduğunda kafalarını okşamak, terliklerin getirilmesi için eğitilen cinslerden.
Bu yazının çok anlamaı yok çünkü bende dahil bunu okuyup anlayan çoğu kişi yarın bunu hatırlamayacağız. Veya popüler olan akımlara kapılacağız. Yada bu yazıyı anlamamış olanlar, bana kızacak küfredecek ve yarın yaşadıkları yalanında farkında olmadan mutlu bir ev köpeği gibi dünyayı yaşadıkları 10 metrekarelik alan sanacaklar.

27 Eylül 2010

Kuyruk Çilesi

Bugün bir "pet shop"un yanındaki kedi hastanesinin önünden geçerken çok komik birşey gördüm:
Kocaman CAT HOSPITAL yazıyor, kapılar kapalı henüz açmamışlar. Camdan kapıların önünde de bir kedi bekliyor. İçimden geçirdim "Ülkeye bak amua goyum kediler bile hastane sırası bekliyor"
Çekecen onun fotosunu, yazacan altına "hastanede KUYRUK çilesi" piyasa olacan rezil olacan, mal gibi kedi fotolarından farkı olmayacak. Makinem yanımda olsaydıda çekmezdim, telefonumla da çekmedim tabi. Tamam komik bir görüntü ama doğru şekilde düşünürsen.
Bir de zaten sevmiyorum kedileri, bencil yaratıklar insanlardan farkları yok.

ÜFFF!



Off Enerjiye bak :D
4 sene önce eski cep telefonumla çekmiştim bunu. Yanlış hatırlamıyorsam vampir gibi birşey yapmaya çalışacaktım bu fotoyu.
Ama bildiğin yaşlanmışım lan alakam yok bu halimle :(

23 Eylül 2010

Harry Potter

Yayınlanan son fragman ile hp yanım iyice coştu.
Zamanında gecenin köründe fener ile hp kitapları okuyan, ders çalışıyorum diye masa başında hp okuyan, filmlerine defalarca giden, son kitabın korsan çevirisinde rol sahibi olan benim için kitapların bitmesi zaten kötüydü. Ve şimdi son kitabın filmi yaklaştıkça resmen doluyorum, öfke mi, heyecan mı, hayalkırıklığı mı bilmiyorum. Çünkü Harry potter hakkında bekleyecek birşey kalmadığında benimde çocukluğum bitecek gibi hissediyorum. Beni hiç tahmin edilmeyecek şekilde şekillendiren bir seridir bu eline sağlık J.K. Rowling

!'^?=/&%)(/|½]#$½\}

Jim carrey i takip ediyorum tıvitırdan adamn yaptığı ifadeleri gördükçe gülüyorum adam asla bir :) :( veya :S kullanmıyor her ifade en az 4-5 karakter :D };^] yapmış mesela en son. Ne demektir bilemedim hani "çenesinin altı ezilmiş 20lik dişi şişmiş çapkın adam" mı nedir? Ama sonra filmlerindeki mimiklerini düşünüyorumda... Herşey yolunda =)

20 Eylül 2010

ihmal ediyorum burayı !

Kayıtlar sırasında kafayı yiyecektim, az daha 1 ders yüzünden 1 dönem değil komple 1 sene uzayacaktı, ama uzun uğraşlar, bekleyişler ve anlayışlı bir danışmanın yardımlarıyla sorun çözüldü.
Neyse ben bu gece kendi başıma bir istanbula gidip fotoğraf makinesi alıp geleceğim.
Öptüm bay bay.

30 Ağustos 2010

Duck and Cover!

Apartmanın altındaki market iyice çiftliğe döndü.
2 ördek almışlardı..
2 iyidi, yeterliydi..
6 olmamalıydı..
Ördekler için bahçeye havuz yapılmamalıydı..
Günün her saati odamdan ördek sesleri duymamalıydım..
Elimi kana bulamamalıyım..
Ördek katili olmamalıyım...
:P

29 Ağustos 2010

Herkesin tuttuğu kendine

Bugün o kadar beklenmedik derecede güzeldiki...
Günün sonunda hayatımı ne kadar çok ziyan ettiğimi düşündüm.

Ayrıca sormak istiyorum; Şimdi insanlar allah için oruç tutuyorsa; Herkesin tuttuğu Allaha mı ?

20 Ağustos 2010

Yamyam

Hazırlıktayken okulu astığım defalarca günden birinde kendi başıma sinemaya gidecektim. Armadaya gittim, daha yeni açılmıştı, sabahın körü, filmere baktım, "Lord of War" vardı birde "Four Brother" diye saçma sapan bir macera filmi.

İyi ki o gün "Four Brothers"a gitmişimde; Bana insanların ne kadar iğrenç bir yaratık olduğunu çok güzel gösterecek bir filmi, çocuk olduğum için takdir edememe hatasına düşmemişim. O gün o filme gitseydim, olayları ve repliklerin altındaki anlamları anlamayacak, ve filmden soğuyup, hatırlatıp gösterdiklerini kaçıracaktım.

Ve iyiki geçen gece yatmadan Tv yi açmışım da, "lord of war" filminin fragmanını görüp "haa sahi ya böyle bir film vardı, bari şimdi indireyimde izleyeyim" demişim.

Ve iyi ki insanın yamyam olduğunu ciddi şekilde görebiliyorum.

12 Ağustos 2010

Go in Peace

Dün gece 12 gibi Harun makinemi getirdi sonunda, lensin tam ortasında hayvan gibi bir parmak izi vardı, biri resmen parmak basmış, Sana bir daha makine yok Harun! Hem kaç gün geç getirdin, hem iyi bakmamışsın!
Neyse konu o değil,
Sigma 24-70 Lensime alıcı bulmuştum, Tabi hemen temizledim lensimi, her tarafını pırıl pırıl yaptım. Aldığımdan daha iyi oldu =)
Ben 550 ye almıştım ve bugün 500 e sattım. 1 senelik bir lens için oldukça karlı bir satış.
Neyse eve geldim, deviantart'a bir baktım, biri profil yorumu yazmış, malezyalı bir hatun, benim fotoğraflarıma bakıp beğenmiş ve sigma 24-70 alma kararı almış ayfon alcakken.
bkz
Ne tuhaf iş, lens gidiyor ve arkasından güzel sözler geliyor, İnsanlara ilham vermiş, görevini yerine getirmiş.
Go in Peace my beloved lens, May you never have a thumb print again..
=)

Sapık Alarmı

Demin anormalitex@hotmail.com adresi beni ekledi,
nick'i ece idi sordum kimsin falan nerden buldun dedim, bloktan dedi.
Bloğun ne dedim. Benim yok arkadaşımın bloğundan gördüm, sonrada msninden adresini aldım dedi.
Bu durumda iki ihtimal var;
1. Biri benle kafa bulmaya çalışıyor.
2. Siz okuyucularımdan birinin bilgisayarını ortak kullandığı biri güvenilmez :D
Halen msn'de bu yazıyı yazmamam için yalvarıyor. Buluşuruz falan diyor :D

Ek: hanginizin küçük kardeşiyse sahip olun yaw :D bide ulaşın bana konuşma kaydını falan atayım :D

08 Ağustos 2010

90-60-90

Feysbukta sürekli dönen "90'larda çocuk olmak" videoları varya...
Hah işte o sana girsin! diye başlayayım =)
Demin onlardan bir tane izledim, diğerlerinden farklı olarak yumiyum ve altın görünümlü şekerleri hatırlatmışlar aferin.
Ama konumuz o değil!
Konumuz videonun sonunda yazılmış cümle; "Çocukluğun yaşandığı son nesiliz"
Sadece o dönemi yaşadığım için mi bana etkileyici geldi bilmiyorum ama günümüz piçlerinin sahip olduğu daha iyi imkanlar onları yaratıcılıktan uzaklaştırıp daha tembel hale getiriyor gibime geliyor, ayrıca bu ülkenin de o zamanlardan daha düzgün, daha samimi bir hale geleceğini düşünmüyorum, hep daha kötüye gidecek gibi yada bana düzgünmüş gibi geliyordu o kafayla.
Lan hem tahtadan oyuncaklarla oynamış, hem legolarla oynamış, hem bilgisayarla oynamış bir nesiliz. Sanmıyorum ki bu kadar farklı bir geçiş dönemi yaşansın yakın zamanda.
Ama yinede diyorumki geç kaldık bu dünyada yaşamak için, çok kalabalık, çok hırs ve öfke var gereksiz yere yaratılmış.

07 Ağustos 2010

hee

Sabahtan beri bilgisayar başındayım bir ara 1 saatlik yürümeye çıktım o kadar.
Ne yaptım bilgisayar başında;
chase jarvis ve zack arias 'a ait fotoğraf dersleri ve fotoğraf sektörü üzerine tartışmalarını izledim. özellikle ışık kaynaklarını etkili kullanabilme adına ciddi anlamda yeni şeyler öğrendim.
İyi bok yedim.

05 Ağustos 2010

Cevap veriyorum: Evet

Gülhanın Galaksi rehberinde Miami'de idi bebeğim :P Orda bir pro üretim ve satış yerine gitti, kendisine hatıra olarak bir tane sardı. Sonra ekledi: hatıra olmasının sebebi zaten sigara falan içmiyor olması imiş.
Bu sözüyle en önemli kriterlerimden birini daha başarıyla sağlamış oldu. Pis pis sigara kokan bir kız kadar iğrendiğim şey azdır çünkü.

Neyse, hani pasta zaten güzeldi, üstündeki kremada oldukça süper, kremanın üstündeki fıstık parçalarıda mütiş etkileyici, ama bu pastanın en üstündeki o meşur meyve tanesi gibi oldu. Çok iyi oldu, çok da güzel oldu...

Şimdi kararımı verdiğime göre geriye kalan şey Gülhanı benle evlenmeye ikna etmek :P

03 Ağustos 2010

Turuncu deri ceketime dövme yaptırsam

Ceketin üzerinde komple bir desen veya bir resim olacak. Ama ne tarz bişey olacak, neyle boyayacağız ve kim yapacak bilmiyorum. Ama zaten uçuk olan şey daha da uçacak =)

30 Temmuz 2010

Bi koşu geldim

Eski komşumuz fethiye/ovacıkta ucuz bir otel bulmuş bizide çağırdılar. Benimde zaten param yok, tatil planı yaptığımız arkadaşlarda ikide bir plan değiştirip erteledikçe bende annemle belkide son kez tatile gittim (böyle diyorum çünkü cidden bıktım, sürekli bir şikayet, sürekli bir problem! yani annemle çok acayip bir yere tamamen bedava gitme şansım bile olsa cidden çok düşünürüm) Neyse konuya dönelim.

İlk kez parasailing yaptım, tüm ölüdenize etrafta hiç ses olmadan o kadar yukardan uçarak bakmak güzelmiş.

İlk kez profesyonel go-card kullandım, 60km/s de limitlilerdi ama o kadar alçakta o virajlı pistte o hız inanılmazdı, yola manyak tutunuyorlar virajlarda insanın boynu kopacak gibi oluyor. birde direksiyon sert baya.10 dakkalık sürüşten sonra indiğimde ciddi anlamda ellerim uyuşmuş ve terden sırılsıklamdım, Çok büyük keyifti.

Yine bir ilk olarak çok istediğim ama daha önce binme şansını bulamadığım catapult'a bindim bilmeyenler için bkz ve also bkz

Kanoyla ölüdenizde gezerken yanımıza caretta caretta geldi. İlk sudan kafasını çıkarına baya korktum "BU NE LAN!!! :O" diye ama sonra çok sevindim delüü

Oralarda hep ingiliz varmış türklerden daha çok.

İngiliz genç kızların hepsi bu sene emo tarzında saçlarla geziyorlar.

Oralarda çok güzel kızlar varmış :P

Akşamları oraya bizi çağıran ailenin yaşıtım oğlu ile takılıoduk tarzlarımız pek uymasada. Onun arabası var (bmw 320) Bide hayvan gibi ses sistemi var. Onla kız tavlayabileceğini sanıyordu. Saçma sapan kafa sikecek şekilde bass'lı şarkılarla apaçi gibi gezindik baya. Kızların yanından geçerken ses açıyor falan, neden ingiliz hatunlarının sincandaki "gardaş" krolarla aynı zevklere sahip sanıyor onu çözemedim. O değil ingilizceside yok hadi bir ihtimal dikkat çekse ne yapacaktı onuda merak ediyordum :P Neyse işte o yüzden yayalara özgü bölgelerde gezinirken hep daha çok zevk aldım. Habire insan arasına karışıp elemanla arama bi sürü insan sokuyodum tek başıma geziomuş imajı vermek adına :P Hayır kötü biri değil uzun süredir tanıdığım her şekilde güvendiğim biri, ama ölüdeniz gibi bir yerde takılmak isteyeceğim biri mi? ; Kesinlikle Hayır.

Neyse ingiliz kızları dioduk, denizdeyken tek başıma kalmak için en sık yaptığım şey, uzaktaki dubalara gitmekti :D hem oraya tanıdıklarımdan kimse gidemiodu hemde baya güzel bir ortam vardı (evet dubada) dubaya çıkamayanlar, çıkıpta düşenler, atlayanlar falan... Orda dubadan balıklama atlamayı öğrenmeye çalışan gördüğüm en güzel biritiş çik'e (ki duba sallandığı için normal balıklama atlamak zor) ters atlamasının daha kolay olacağını söyledim gösterdim falan.. biraz konuştuk ettik, tam fotoğraftan konuyu açıp dikkat çekicektimki kız gitti. bende kendimi serin sulara attım.. Ters balıklama şeklinde tabi...

Bide bi kız daha gördüm bööle adriana limanın daha güzeli, ben duşa gidiyodum, o duştan geliodu. güneş gelmesin die yüzüne tutuodu elini bende merak ettim bööle kafamı yüzünü görcek şekilde uzatım, uzatmaz olaydım enemmmmm. bööle çok hazırlıksız yakalandım ööle güzel bişeye, nası durcam nası bi ifadem olsun die telaş yapıp mal gibi gülümsedim :S Ama kız güzel olduğu kadar iyi kalpiydi de, o da gülümsedi ööle durcak gibi oldu, ben devam ettim.. Oralara kafa adamlarla gitmek lazım aah ah.

Bide ne dicektim haa fazla fotoğrafçı görmedim, Ankarada daha çok adam var elinde makineyle gezen. Zaten bende orda fazla foto çekmedim, analogdan bir makara dijitaldende 3-5 foto çektim, onlarda anı fotoğrafı gibi.

Son olarak tatilin son gününde bir iki manzara çekerken, makinayı anneme verip sende beni çek dememle dolu dolu 6 güne ait tek fotoğrafımı çektirdim. Onuda paylaşarak bu gereksiz derecede uzun yazıyı sonlandırayım :D

23 Temmuz 2010

Fail




Koskoca joker'e paylaço dedin, üstüne birde edebiyat sıçtın tamamda; Albümün adı niye minnoş ulan! En acısı o oldu..
Önceden de dediğim gibi Heather Ledger mezarında ters dönmüş olmalı bu faciadan sonra :(

21 Temmuz 2010

3 kişinin bildiği numara değildir.

vodafoncu kız:(yürürken yanıma gelerek) Merhaba, numaranızı vodafona taşımak istermisiniz?

ben:(yürümeye devam ederek) Hayır, teşekkürler..

vodafoncu kız:(arkamdan) E bari numaranızı verseydiniz..

Ben: (içimden): Daha güzel olsan verirdim. Ama ne tuhaf iş lan, hep beni buluyor böyle şeyler!

o sırada egom: Ehe ehe ehe.. =)

20 Temmuz 2010

Geliyorlar ki bana

delüü
Bu sabah uyandım, yatakta düşünüyordum, ne yapsam diye,
Aklıma birden bir fikir geldi;
"Fotoğraflara tonlama yaparken modellerin ten renginin içine sıçıyorum."
Hemen kalktım açtım deviant sayfamı, bir de baktım ne göreyim :O
Harbiden sıçıyormuşum.
Şu andan itibaren bu konuda daha titiz olacağım sıçmak yok, yola devam.. Nasıl olacaksa..

17 Temmuz 2010

Şimdi farkettim

Mühendislik
Mühen dislik
mühen dislike
DISLIKE çıkıyor lan!
Tüm mühendis adaylarının çirkin olması bundandır,
Bölümlerinde güzel kız olmaması da bundandır!
Farkettiyseniz 40 yaptı!

Edit: Ayrıca hemen gugılda aradım bu espriyi benden önce düşünmüş kimse varmıymış diye; Gugıl bulamadı. Yani halen ben buldum, halen 40 yapıyor!
Ha cevap 42 o ayrı! Bana sorusuyla gelin!

15 Temmuz 2010

El laberinto del fauno

Diğer bir adıyla "Pan's Labyrinth" yada "Pan'ın labirenti"
Masal gibi filmleri sevdiğimi söylemiştim Bu film gecikmeli olarak girdi benim o listeme. Ama filmde paralel giden iki kısımdan hangisi masal hangisi gerçek, onu düşünmek ağır koyuyor. Aha inanmıyosanız bunu dinleyin, böyle müziği olan bir film kötü olur mu!
Neyse izleyin, izletin derim ben!

14 Temmuz 2010

Anladın mı?

Yabancı bir fotoğraf forumunda Ara Güler'i tanıtmaya çalışıyordum. Açtığım başlık güzel ilgi topladı. Ama kaliteli bir şekilde üstadın hayatını, çalışmalarının perde arkasını anlatan ingilizce bi yazı bulamadım.
Kendim anlattım Dali'nin odasındaki perdeleri yırtıp dekor yaptıklarını..
2 ay Picass'onun evinde kaldığını tek bir fotoğraf için..
Arap şeyhini çekmek için akıl hastanesine yattığını falan.
Neyseki adamlar fotoğrafları falan araştırmışlarda adamın hakkını veren şeyler söylediler. O değilde onlara gösterecek kaynak ararken bir sitede slayt şov halinde fotoğrafları vardı Ara Güler'in hepsi bildiğim fotoğrafları ama aralıksız 1 saat izlemişim slaytı. Vay anasını.. Anladın mı?

13 Temmuz 2010

never ever ever ever....

Bir daha bir tikinin fotoğrafını çekmeyeceğim..
İki tane tikiyi aynı anda asla çekmeyeceğim..
Edit: O değil fotoğraflarda bokum gibi, benim benden başka modelim yok bunu anladım. 2 saat kafamın şiştiğine yanayım. auhauhau tekerleme gibi oldu :D

12 Temmuz 2010

istock

Ulan ne zormuş üye olmak yarım saat sürdü, ki halen tam üye değilim, örnek fotoğraflar istediler onlara bakıp ona göre değerlendireceklermiş, ki o konuda da estetikden çok bazı katı kurallara sahipler. Neyse bir üye olayımda belki 3-5 kuruş birşey kazanırım.
Edit: Oha şimdi netten baktım onay normalde 1-2 hafta içerisinde geliyormuş!

Ölümcül canavar peşimde!

Mutfaktan dönerken bir avuç cornflakes attım azıma =) O sırada bir tanesi yere düştü, tam alıp çöpe atcaktımki baktım bir karınca ona doğru gidiyor. "eueheuheu ben daha hızlıyımki" dedim ve aldım attım cornflakes'i. Sonra baktım napcak diye karıncaya, baktım benim peşimden geliyor. Eğer odamla mutfak arasına 10 metre dersek, 2 saate kadar falan yakalayacak beni. Hayır yani "Dibs" falan diye bağırsa ellemem bırakırdım. Nedir bu ilk ben gördüm tribi :P

11 Temmuz 2010

The End

Gece 01:00 de başladığım filmi an itibari ile (05.00) bitirdim.
Hangi film mi?
Kodak 200 asa renkli.
Evin içinde dolana dolana, biraz içeriyi, biraz dışarıyı, becerebildiğim kadar kendimi çektim.

09 Temmuz 2010

Neden ki yani!?

Neden insanlar "ben büyüyünce Gülhan Şen ile evleneceğim" diyince gülüyorlarki, cidden anlamıyorum, ne var ki bunda?

08 Temmuz 2010

Bir(boşluk)nevi

Bugün iki kere "bir nevi" yazdım.
Dikkatimi çekti. Kullandığım bir şey değildir.
İşin komik yanı yanlış yazmışım, iki seferde de bitişik yazmışım. Meğerse ayrı yazılırmış.
İşin ilginç yanı ise; Acaba doğru mu yazdım diye internetten bakmış olmam.

Öyle yazayım dedim!

3 sene önce dün (7 temmuz 2007) bir hikaye tamamlamıştım uzun birşey değildi. 4 sayfa falandı, ucu açıktı, tamamlamanmasını dileyecektim. Hikayeyi bitirdikten 2 saat sonra hikayeyi yırtıp atmıştım.

07 Temmuz 2010

Şok şok şok !


Eti cicibebeye kapak oldum
Bu senenin cicibebesi benim, ve açıklıyorum: Bu sene legolar ve action-man'ler çok moda olacak!
Awesome :D

I don't mind being the chair, seriously !

Eğer bu adamların yaptığı foto çekimi ise, ben ne çekiyorum cidden merak ettim. Aklıma bir şey geliyor ama !

05 Temmuz 2010

to do list

Kendime "to do list" hazırladım. Ama burada paylaşmayacağım :D

Heh!

Hehe hatırladım dün gece diyeceğimi;
Bu yaz ne yapacağıma karar verdim sonunda;
Okul tayfasıyla rock tatili, sona başka bir arkadaşla otostopla gezi. Arada da bol bol foto delüü!

Bayadır yazmamışım

Yazayım o halde...
Son 2 haftadır maldım.
Artık değilim :D
Buraya kadar olan kısmı okuyup "hala malsın" diyenler sizlere sesleniyorum, kafam girsin size! ( bak hala kibarlıktan "siz" diyoru :D )
Cidden tembel tembel evde oturuyordum, ne doğru düzgün bir hareket, ne bir eğlence.. sporu bile salmıştım.
Geçen gece de çok acayip bir rüya gördüm böyle bir kadın cin musallat olmuştu bana, sonra öldürmeye çalışıyordu beni falan, sonra ben zamanda yolculuk yapıp tüm cinler aleminin amua goyuyodum falan neyse işte konuyla alakası yok bunun.
Konu ne ki?
Haa ben bu aralar yine fazla enerjik olmaya başladım. Ama enerjimin kaynağı böyle bir öfke, bir agresiflik falan gibi. Nedendir bilemedim.
Force'un karanlık tarafına kapılmış gibiyim :P
Lan bişi yazcaktım unuttum!
Haa hukuk fakültesinin mezuniyet töreninde gördüğüm vuvuzela tanıdık birine aitmiş şaşırdım yaw :D
Da bu değildi diyeceğim! ne diyecektim lan !
Son tarattığım 2 filmi adamlar kesmeden verdiler elimde upuzun, banyo edilmiş film oldu;
Birde bugün minoltamda film kopardım. meğerse bitmiş film bende kurmaya çalıştım, pıt etti gitti film, şimdi saramıyorum filmi, yarın onu halledeceğim.
Ne diyecektim yaaaa.
Hocam.com da çektiğim fotolarımı paylaştım, bir sürü mesaj gelmeye başladı millet mal! Hadi mal olabilirsiniz ama hem mal hem çirkin olanlar cidden zorlamayın şansınızı :D
Farkettiniz heralde hatırlayana kadar oyalamaya çalışıyorum ama yok yani unuttum asıl yazacağımı. Başka bahara.. Bahar diyorum çünkü hala yağmur yağıp duruyor. Mikail tatile giderken muslukları açık unuttu heralde gerizekalı!

23 Haziran 2010

Meğerse

Meğerse bu yazı benim söyleyemediğim şeyleri anlatıyormuş, hissettiğim şekliyle.
Ağzımdan çıkmasına izin veremediğim, beni sürekli dağıtan şeyleri anlatıyormuş. Ben o zaman, orada söyleseydim olmazdı. Ama şimdi burada yazınca olsaymış keşke. Değişkenler yokmuş meğerse burada.
Zamanın da, kişilerin de önemi yokmuş ki burada. Tarihi geri alıp, istediğim detayları, istediğim karakterleri silebilirmişim ayrım gözetmeden, adilce.
Bu yazı zamanları dondurup beni içlerine hapsetme yetkisinede sahipmiş meğerse. Bende boyun eğermişim halimden mutlu.
Meğerse yarından sonra duracakmış Ankara'ya sürekli yağan yağmurlar. Sıraylaymış meğerse herşey, biraz gökten, biraz göğe bakan insanlardan.
Meğerse ben bu yazıya noktayı koyduktan sonra mutlu olacakmışım, hiç bir idea kalmayacakmış kafamda düşündürecek, üzecek

22 Haziran 2010

Afiyet olsun; Işığınız bol olsun; Karpuz gibi göt olsun...

Fotokritik hesabımı sildim, favori fotoğrafçılarım bile foto yüklemiyordu, ikidebir salak salak mailler almaktan sıkılmıştım, iyi oldu :D

21 Haziran 2010

ehe

Bugün sanırım çektiğim en komik ve güzel fotoğrafı çektim, kadraj, ışık falan hiç özel değil. Aceleyle ve biraz zor çekildi; Yamuk olabilir, hatta net bile olmayabilir. Hatta hatta yeni makinının insafına göre olmayabilebilir :D

Never ending breakfast

Son bir buçuk sattir yavaş yavaş kahvaltı ediyorum. Bir yandan hazırlıyorum, bir yandan yiyorum, oh bee :D

20 Haziran 2010

Dün yazacaktım, unutmuşum.

Bir insan kırk yılda bir beyaz tshirt giyerse ve aynı şekilde kırk yılda bir dalından meyve yerse, o beyaz tshirt'ün üstüne o sözkonusu meyve (bkz:kiraz) sıçraması kaçınılmazdır. Değil mi mörfi amca?

Teşekkisyan :D

Nesnel, çok gerçekçi konuşup bana farklı bir açı gösterdiğin için teşekkürler :D Ama o açı kabusum olacağından, inşallah senide vuvuzelalı adamlar kovalar rüyanda :P

19 Haziran 2010

Dengesiz'in Annesi,

Gerçekten fal bakabiliyor, söylediği şeylere inanılmaz boyutta bir detay koyabiliyor ve benzetmeleri korkutucu derecede doğru. Dengesizin annesinden neden bu kadar korktuğunu biraz olsun anladım :P

Irony is a bitch!

Hayatımın en ironik gafını yaptım. İstesem diyemezdim, ki diyemedim. :D

O hayır tanrım olamaz!

Yan komşudan acaip bir dans müziği ve tepinme sesleri geliyor, Yoksa yanı başımda apaçi mi var ?

17 Haziran 2010

Şu an kendime mi daha çok sinirliyim, yoksa başkasına mı bilmiyorum. Ama bu yaz ki tüm gezme planlarımı iptal edip çalışmak, kimseyi dinlemek zorunda kalmamak, tek huzur yolu gibi görünüyor.

16 Haziran 2010

ehehe

Notların tahimi açıklanma saati yaklaştıkça, insanların feysbuk ve emesende nasılda çoğaldıklarını görmek ne ilginç.
-Ben bu yazıyı niye mi yazıyorum? Zaman geçsin diye !

15 Haziran 2010

Van hel of a nayt

Uzun süre aradan sonra harunla basket oynadık. Teke tek maç yaptık verdim kafasına 12-9 :P
Ve bir klasik olarak, feci şekilde yağmur yağdı oyunun sonunda eve dönene kadar sırılsıklam olduk.
Neyse gece 11.30 gibi naapsak dedik, "hadi buluşakda yürüyek" dedik, bayadır yürümüyoruz diye. Biralarımızı içe içe baya yürüdük, kızılaya kadar gidelim diyorduk ama ayrancı pazarının orda oturduk ve gittiğimiz en uzak nokta orası oldu.
Otururken bir sürü böcek gördük, ne pislikmiş lan! Neyse her zamanki gibi içiş+(felsefe+din+karı/kız+gelecek) muhabbetimizi yapıp eve doğru dönüyorduk...
Bu noktada ne oldu emin değilim, ama ikimizinde çocuklar gibi yaramzlık yapma isteği hat safaya çıktı :D
İlk başta bulduğumuz çocuk parklarında oynamak, etrafa taş atmak, çöp poşetlerini evlerin balkonlarına fırlatmak, çöp bidonlarını devirmek, bulduğumuz her cam şişeyi havaya atıp kırmak, dükkanların önündeki bağlanmamış şeylerin yerlerini değiştirmek, ulaşabildiğimiz tv antenlerinin kablolarını çıkarmak veya yamultmak gibi masum şeyler yaptık.
Ancak sonra bu gibi masum ve çocukça şeylerin bizi eskisi kadar heyecanlandırmadığını düşündük ve;
Park edilmez levhasını bir arabanın üstüne koymak;
1-2 kaldırım taşını söküp, apartmanların kapılarına barikat kurmak;
Bir kahvenin önündeki hayvan heykellerini yere yatırmak;
Başka bir kahvenin kapısının önüne; "Kazı çalışması var diğer taraftan girin" tabelası koymak;
Bir başka trafik hunisini elektrik direğinin üstüne asmak;
Köpek sürüsünü bağıra çağıra kovalamak;
Bulduğumuz bir kasa çürük elmayı sağ sola, balkonlara paylaştırmak;
Meyve kasalarından İlker 1. caddeye barikat kurup, sabahın köründe trafiğin içine sıçmak;
Bir yapı marketin önündeki klozeti alıp yolun ortasına koyup foto çekinmek;
Üstü kapalı bir arabanın örtüsünü açıp, örtüyle birlikte kaçmak 100-150 metre sonra örtüyü de bırakıp devam etmek;
Ve finalde, tuvalet bulamayıp, şadırvana işeme fikrine sıcak bakmak ve eyleme döküldüğü anda az daha bir amca tarafından enselenmek.
Gibi bir çok şey yaptık. Ama işin en komiği, aynı bölgelerde dolandığımızdan ve alkolün etkisiyle yaptığımız her şeyi tam hatırlamadığımızdan, kendi yaptıklarımızı görünce "oha bunu da mı yaptık" dememizdi.





Sitem

Eğer çok sevmekle övündüğün çocuğunu bir damla bile tanıyamadıysan; Onun davranışlarını, ruh halini hiç anlayamıyorsan; Ve zaten hiç iyi geçinemiyorsan, onun seni sevmesini bekleyemezsin değil mi anne ! Teşekkür ederim sana çok güzel geçirdiğim zamanları hasta ruh halinle bir kere daha mahvettiğin ve yolumu olabildiğince çabuk senden ayrı çizmem gerektiğini bir kez daha hatırlattığın için.

13 Haziran 2010

Bad Karma

Hava iyice kapadı ama ben dışarda olmadığım için yağmayacak. Bu kadar net.
Ama biraz sonra koşmaya çıkacağım ve sırılsıklam olup döneceğim yine. Adım gibi eminim.

Gülhan!

Az daha unutuyordum saatimi kurmayı, yarın sabah 10 da çıkcak bebeğim :P Tv8 in değişik yayın politikaları yüzünden yine tekrarı izlemeye mecbur kaldım! Ulan bir hafta perşembe bir hafta cuma veriyorsunuz deli ediyorsunuz !

Tiger

Bir kızın, kaplanlardan söz açıldığında; "Uuu kaslılar, kıllılar" falan diye tahrik olduğuna şahit oldum, daha ne olsun!?

"Ekmeklisin"

Bugün bana ekmeklisin dediler, hatta yüzüme de değil arkamdan dediler.
Ama günümüz gençleri arasındaki anlamı; "gideri var", "taş" falan gibi bir şeymiş.

Cipsss

Bugün aylar sonra cips yedim. Ama daha aylarca yemem peeh..

11 Haziran 2010

Raindrops keep falling on my head

Bu akşamda enerji seviyemin yüksek olduğunu düşünmem sonucu, tüm yağmura, fırtınaya rağmen çıktım yürüdüm.
Herkesin kaçıştığı, boş ağaç altlarına veya apartman diplerine sığındığı bir anda, herşey yolundaymış gibi yürüyen bir insan çok dikkat çekiyor hala.
İnsanların ıslanmakla ilgili bu takıntıları nedir anlamıyorum, sanarsınız ki hiç yıkanmıyorlar, gerçi cidden çoğu insanın hiç yıkanmadığından şüpheleniyorum.
O değil de ben bayadır yağmurda yürümemişim iyi oldu. En son yağmurda yürüdüğüm zamanları hatırlayayım... Ya bir şemsiye, ya da bir şal oluyordu etrafta.
Bu yaz baya yağmur yağacakmış, daha çok ıslanırım ben.
Bakınız

09 Haziran 2010

Höh

Sabahtan beri bir tuhafım, gereksiz bir sinirle güne başladım, sınavım iyi geçti, eve geldim.
Evde biraz oturunca sinirim yerini abartılı bir enerjiye bıraktı, çıktım 3 buçuk kilometre koştum saat 2 buçukta, koşarken niyeyse yine sinirlendim, eve geldim biraz daha spor yaptım. Sonra dengesize dedim sinirliyim konuşak diye kızılaya indim. O da yazık beni dinlemekten bıktı. Kendine eziyet etme diyor :D Neyse şimdi eve geldimde hala bişeylere tekme atasım, koşasım falan var.
O değil niye bu kadar enerjiğim. Acayip bir şey yemedim, hatta doğru düzgün bir şey yemedim.
Vampirmi oluyorum, kurtadammı oluyorum, ne oluyorum?

Ek: Aha okul tayfası aradı yine gidiyorum.

08 Haziran 2010

Suited up!

Takım elbise nasıl dikkat çekiyor yaw, çok yakıştığı içinmi, yoksa benmi takımı çok iyi taşıyorum bilmiyorum ama baya bir ilgi gördüm :P
Sonra sunumumu yaptım 3 taşaklı hocaya karşı, danışmanım çok fena bakıyodu, ama geçtim ondan da sanırım bir şekilde.
Sonra yeni makinama film alcaktım, baktımki param yok. Sonra hatırladım bursum yatmıştı. Gittim onu çektim sanırım son kez oldu. 4. sene sonunda kesilecekti.
Vay anasını 4. sene sonu olduya lan !?

07 Haziran 2010

Suit Up!

Yarın bitirme projelerimizin sunumu var, traş olacağım, takım elbise giyeceğim falan. Hiç sevmiyorum öyle şeyleri. Zaten başım ağrıyor, daha hazırlanamadımda, şimdi yatıyorum ama 5 de kalkıp çalışmayı deneyeceğim :P
Ek: 5.30 da kalkıp hallettim =)

06 Haziran 2010

Değil mi?

Hiç bir şekilde parçası olmak istemediğim bir bölümü okumak neysede; Sırf o bölümü tamamlayabilmek adına saçma sapan dersleri vermek zorunda kalmak, geçen sene verememek, bu sene tekrar almak ve ona çalışmak zorunda olmak, rahat bi kafa için bile zordur diye düşünyorum.
Ben turizm mevzuatı gibi dersinde, onun hocasınında ta... Amına koyayım! Ne oldu söylemeyeceğim mi sandınız ?

Çekik gözlü psikopatlar

Old boy ve thirst gibi iki adet uzak doğu yapımı ve türlü türlü psikopatlık içeren filmleri 24 saat içinde izledikten sonra, koşarken karşıdan geldiğini gördüğüm çekik gözlü aileye şüphe ile baktım.

Minolta

Minolta x700 bkz ve
Makinon 135mm f/2.8 also bkz
Aldım bugün antika pazarından, sorunsuz herbişeyi çalışıyor, hemde ikisi sadece 75 liraya. Şimdi sahibinden.comdan falan baktımda o ikiliyi 150-200 den aşağıya satan yokmuş sevindim walla!
Nesnel de kensisine lens seti aldı onunda 135mm ve 28mm prime lensleri oldu.
O değilde 135mm nin bokehleri çok tatlı lan :D çarşambadan sonra her türlü modeli itina ile güzelce çekerim :D Makinanın diyafram öncelikli modu da var benim ilk analoğumda olmayan. Oh daha ne olsun!

Son uyarım!

Evet kutay bak kutay diyorum kimliğini ifşa ediyorum! karşı marşı anlamam ben !
Şimdi git dişini fırçala, masandaki sallama çay içtiğin fincanı mutfağa götür, boş deodoran kutusunu yerden al, tripodu topla, tripodu toplama yarın foto çekcen ! sonra camı kapat, yat yatağına, biraz tv ye bak sıkıl ki uykun gelsin, sonra uyu ve içinde güzel kadınların olduğu veya acayip maceralar yaşadığın vurdulu kırdılı aslanlı kaplanlı rüyalar gör, hatta uç rüyanda bayadır uçmuyon. sonra sabah kalk ve daha önce dediklerimi yap! Yarın akşam rapor vercen!

Kendime uyarı!

Yatsana ulan!
Hem çok işim var diyon hem oturmuş blog yazıon!
Yarın 9 da kalkıp gülhanı izlicen sona koşcan, sona ders. Ha bir de arada foto çek kendine gel!

!!!

Staj bitti ama keyifsizlik tüm hızıyla sürüyor.
Yok rapor, yok bitirme projesi, yok finaller, yok.!
İşin ilginç yanı bu sefer farklı tepkiler veriyorum, genel anlamıyla sinirleniyorum herşeye. Herşeye sinirlenmemi geçtim, genel anlamda sinirlilik huyum değildir o başlı başına ilginç.
Bugün bir yerin girişinde önümdeki gençlerin üstünü aradılar, bana "siz buyrun" dediler diye bile sinirlendim. Niye ben buyuruyom lan asıl benden korkun!
Giriş de gençlik parkının girişi, yeni gelen aletlere bindim foto çektik falan. Yeni bir alet var bööle kule kadar yüksek ve mütiş bir hızda dönüyor falan millete ebesini tersten gösteriyor. O alet sinirimi aldı, mutlu oldum biraz ama olsun yani yetmez!
O da değil, hem çok dersim var diyorum, hem gençlik parkına gidiyorum. Gelde sinirlenme!

01 Haziran 2010

Polaroid

Polaroid 600 makinem var çocukluktan kalma.
Film bakayım dedim, bir de ne göreyim 10 lu filmler için 120 lira civarı fiyatlar uçuşuyor. Tabiki bunun sebibi artık üretilmiyor olmaları. Ama son üretilen polaroid filmlerinde son kullanma tarihleri geçen sene dolmuş, e nedir o zaman bu fiyat? Artık antikamı oldu onlar?
Neyse allahtan dünyada bir grup insan www.theimpossibleproject.com sitesini kurup girişimde bulunmuş da bir şirket el atıp üretmeye başlamış. Evet taze polaroid filmi bulmak mümkün artık ama onunda 10 luk filmi 20 euro! Kargoydu falandı filandı 60-70 lirayı bulur onunda gelmesi..
Yani polaroid sahibi olmam bana bir şey katmadı, yine kullanamıyorum.

31 Mayıs 2010

Kumandam olsa

Bir anda çarşamba öğleden sonraya atlasak. Bitirme projemi sapasağlam hazırlayıp teslim etmiş, staj raporumu yazıp vermiş. Ve kafamdaki herşeyi dökmüş olsam.

30 Mayıs 2010

Soktuğumun karmaları nereye kayboldunuz!

Bu aralar ne kadar saçma sapan, anlamsız dileğim düşüncem varsa gerçekleşiyor. Tvde sevdiğim filmleri görüyorum, evde ben demeden kafamdan geçen yemekler pişiyor, alakasız yerlerde sevdiğim müzikleri duyuyorum falan. Ama ben bu biriken karmalarımı bunlara harcamak istemiyordum ki !

Sakinliğimi kaybediyorum

1 güne yetiştirmem gereken bitirme projem, 2 gün içerisinde vermem gereken staj raporum var. İkiside mükemmel olmak zorunda çünkü bunun için bize 1 dönem veriyorlar.
Sonrasında da ciddi anlamda çalışmamı gerektirecek finaller.
Hepsini son ana bırakmam tamamen benim suçum olabilir. Ama neden bunun stresini ve problemlerini ben yaşıyorum ki? Evren adil davranmak için benim sıçmamı mı bekliyor :D
Lan şaka maka çalışamıyorum, başka neye yönelsem müthiş bir enerji ve heves geliyor. Ve gittikçe götümün 3.5 attığını hissediyorum. O hissin sebebi aşırı dozda kahve de olabilir bilmiyorum ama bende bir hareketlenme oluyor beybiler.

Süper lama

Deviantart da toplam 10 lamam olduğu için lamalarım süper lamaya dönüştü. Ne işe yarıyor halen anlamadım ve niye 10 kişi bana lama gönderdi onuda bilmiyorum ama süper lama sahibi olmak mutluluk verici :P

28 Mayıs 2010

Pislik kanal

Ulan tv8 allah belanı versin!
Arada iyi filmler yayınladığını biliyorum (the fall'u verdin kalbimi kazandın) ama şu kızın programının saatini ikide bir değiştiriyorsun, kaçırıyorum. Senin yüzünden yine pazar günü erken kalkacam! Zaten verdiğin filmleride dublajlı verion salak!

Nasıl lan :D

Bir şarap şişesini kontrollü bir şekilde kırmak ne kadar zormuş!

27 Mayıs 2010

Staj bitti.
Ne yazsam bilemedim. Tuhaf oldum, bitmeyecek gibi gelen şey hob diye bitti. Tuhaf hissediyorum heralde uzun zamandır böylesine bağımsız ve rahat hisstememiştim çarptı bir anda.

26 Mayıs 2010

Aaarı vak vak vak

Oturduğum apartmanın alt katında market var. Hani iyi güzel falan ama; Market sahipleri ördek almayı güzel bir fikir olarak düşündüler. apartmanın önünde gezinip duran bir ördek var. Sabah kalkıyorum "vak vak.." akşam yatıcam hala "vak vak.." sus be arkadaş ne yediriyorlar sana da hiç bitmiyo enerjin, geçen hafta civciv gibiydi nasılda semirdi hayvan.

Tam inanmıyorum ama..

Staj raporu, bitirme projesi, finaller, sunumlar ve kafamdaki diğer konu.. bunların hepsi çok kısa süre içerisinde gerçekleştirmem gereken mucizeler.
Eğer tüm bu strese rağmen derimde herhangi bir renk değişikliği veya suratımın acayip yerlerinde herhangi bir sivilcelenme durumum olmadığına göre artık namaza başlasam iyi olur, çünkü bir güç var demektir!

16? 25? havuç?

Geçen hafta bara ikitane liseli stajyer geldi onlar geldiğinden beri rahatladım, bu iki minik hatun benim yaşım üstüne iddaya girmişler bugün sordular bana, bende söylemedim. Kaç gösteriyorum diyince aldığım cevap;

-16?
-25?

"Üniversite son sınıfa gidiyorum, ilk senemde girdim, bir sene hazırlık okudum ve bölümdeki en küçük kişiyim, kaç olabilirim" dedim gelen tepki;

-Havuç! oldu.

Kız havuç suyu siparişini götürmeyi unutmuş onu hatırladı.
O değilde ne 25 i ne 16 sı lan. Sizin tahmin mekanizmalarınızı skiim. Hayır o değil nasıl o kadar büyük bir fark oluyor iki kişinin tahmini arasında. Bisküvi yiyince küçülüp; Süt içince büyüyen biri değilimki.

23 Mayıs 2010

Ne sandıydın

İki adet tanımadığım insana "kutay" olarak tanıtıldığımda; "Aa Kutay Kösem mi?" tepkisini aldım dün, hoşuma gitti =)

Soru işareti ?

Ha birde kendime çok kızdım! Öyle böyle değil! Bildiğin kızdım. Beni gidi zavallı pislik ne yapacaksın ha! Cidden napcam ya ?

şeb demeden şebnemi anlamak

Şebnem her zamanki gibi Şebnemdi, ne kadar kötü olabilirki... İyice fena etti aklımı.

Öfke

Şarabıma çöken ankara üniversitesi güvenliği, inşallah o şişe bir tarafına girer ve kırılır, bu kadar açık ve net söyliyorum!

22 Mayıs 2010

"Islandım ve bir maymunla el sıkıştım"

Sabah 7 de okula gitmek üzere kalktım, derslerime girdim falan..
Sonra arwenle buluştuk, atları sevdik ve bir maymunla el sıkıştım.
Sonra arwen gitti dengesiz ve arkadaşları geldi, onlarla oturduk. o süreç içerisinde iki kere ıslatıldım bir arwen bir dengesiz tarafından
Sonra ben gittim arwenle buluştum komple gittik.
Ankara üniversitesine gittik ben Emre Yavuklu oldum, Arwen Perihan.
Sıkıldık ettik falan 2 saat (toplamda etti 5 saat) sonra üşüdük çay içtik.
Sonra ben kendime büyük gelen bir polar giydim. gengsta sıtayla dolandım,
Sonra bedük geldi zıpladık falan terledik ısındık.
Sonra herkes gitti arwenle kaldık yağmur yağdı.
Nasılsa durur dedik yürüdük, durmadı.
Belki durur dedik midye yedik yine durmadı.
Ordan arwenin eve kadar yürüyelim dedik iyice bastırdı yağmur. O süreçte dengesizin odasının önüne geldik az zorlasak camdan içeri girerdik o derece. Ordan arweni bıraktım o da pelerinini bana bıraktı. Bende "madem arwen pelerinim var beni hiç bişey durduramaz, niye taksiye bineyim ki" dedim ordan eve yürüdüm. Ve işte geldim burdayım. saat tam 03:04

20 Mayıs 2010

Polen Express

Fiziksel olarak en sağlıklı hallerimden birini yaşıyorum hayatımın, ancak şu an ilaç alıyorum.
Evet doğru duydunuz, inanılmaz "the magnificent" Kutay, kendi rızasıyla eczaneye gidip ilaç aldı.
Soktuğumun polen alerjisi yüzünden. ilacın adı da telfast:
aha bu

kıssadan hisse

Deveye sormuşlar, "ne alaka kutup ayısı ?" diye;
Devede "görgücümü sikiim kendim gittim kutuplara" demiş.

19 Mayıs 2010

Suça şimdi ortak olun; Fırsatlardan yararlanın!

İki sene önceki yaz stajımda bana postaneye bırakayım diye müşterilerin kartpostallarını ve mektuplarını veriyorlardı ama bi süre sonra olaydan bıkıp onları biriktirmeye başlamıştım, elimde 10-15 tane mektup ve kartpostal var. Onları 2 sene gecikmeli olarak göndermek istiyorum, varmı mektupları görmek isteyen ve onların gecikmeli gönderiş anlarına tanıklık etmek isteyen ?

18 Mayıs 2010

pretend to be a dream

2 saat ulvinin dersine katlanmak,
tenefüste benden izinsiz makinamı çantadan çıkarıp oynayan gerizekalı kızlara sinirlenmek,
4 saat 18 kattaki teras bar da tek başına takılmak,
Arka arkaya 3 türk kahvesi içmek,
O süreçte tam 33 mesaj atmak,
Birkaç kez allahtan bedava mesaja sahibim demek,
evden çıktıktan 15 saat sonra evde olup, o süreçteki tüm okul staj vb gereksiz şeyleri rüya sanmak.
İşte bu şekilde akıl sağlığımı koruyorum, Tüm bunların bir kabus olduğunu düşünerek..

17 Mayıs 2010

Basma günah

Sahranın üzerindeki bir tuz gölünde yürürken;
"Tuzda yürümek çok güzel, çok acayip. Ama nimete basıyoruz günah!" diyen Gülhan Şen; Bir kez daha benle evlenmeni rica ediyorum..

16 Mayıs 2010

Kendime not II

Sadece kendi kafanda olan şeyleri nette paylaşma, insanlar sormasın "o ne? o ne?" diye. İlla paylaşacam diyosan insanlarla birebir konuş anlat.. seni gidi tuhaf çocuk senii! bir hafta önce ne diyodun şimdi ne diyon! Ne diyon lan ! (lan bir küfür değilmiş "lütfen arkadaşım noolur" demekmiş feysbukta gördüm)

15 Mayıs 2010

Happy Ending

Ve 12 yıllık chivas regal şişemin dibini gördüm...

wuuhuuw

Hep başkalarında görüp sebebini çözemediğim kendini ifade sorununu ucundan azıcık kendimde görür gibi oldum, işin tuhafı bendeki "yanlış ifade etme", yada belkide yanlış anlaşılıyorum, belkide çoğu zaman olduğu gibi, sorun bende değil diğerlerindedir :P
Aahh lanet olası bir pisliğim :D
Bir de Gülhanı izlemeyi unutmuşum ki; Hiç kabul edilebilir değil !

Kendime not

Dur ve elindekilere bak, olmaz ööle evet hı hı

13 Mayıs 2010

Yine yapcam

Sesim kısık, inanılmaz yorgunum, uykum var, başım ağrıyor, miğdem kötü, yarın çok acı çekecem, ama pişmanmıyım; Hayır! Halen burdamıyım ? Evet...

06 Mayıs 2010

( = (

Ne kadar boktan, stresli, yorucu zaman geçiriyorsam; O kadar eğlenceli ve komik oluyorum. Eğer benleyken fazla gülüyorsanız, benim adına kötü bişiler vardır!

05 Mayıs 2010

Şişko banketçi II

Geldi yine bugün, ve ekledi;
ŞB: bu aşşadaki ofisteki stajyerlerde senin arkadaşınmı?
Ben: evet
ŞB: onlar büyük duruo senden.
Ben: ööleler.
ŞB: sevgilileri varmı ki?
Ben: takip etmiyorum.
ŞB: Ama taş gibiler haa beğenilerimizi iletsen düşermiki bizede?
Ben: Sanmam
ŞB: Gerçi doğru, onların götleride kalkıktır. Bende ööle olsam benimde kalkardı.
Ben: (iyiki ööle değilsin)

02 Mayıs 2010

Sabahlar olsun

3 portakal 1 limon ve 1 kivi sıkılır,
Bir miktar 12 lik chivas regal viski + captain morgan rom ve kayısı likörü eklenir, bol buz ile kendi kendine servis edilir...
Evdeki imkanlarla sabah sabah kokteyl sıçmak diye buna denir. Haa viskili kokteylmi olurmuş derseniz; Ben yaptım oldu!

Net Savaşları

Biriyle msn'de gayet düzgün konuşurken; Aynı kişiyle feysbuk sohbetten karşılıklı felaket hakaretlerde bulunmak ve orası hiç olmuyormuş gibi davranmak çok eğlenceli

29 Nisan 2010

Hangisi Kimin? Hangi sikimin ?

Bir tepsi verdiler, şu masanın bunlar dediler;
"Hangisi kimin?" dedim. Ama her zamanki gibi hızlı bir şekilde.
Güldük falan. Servis ettikten sonrada "haa o sikiminmiş..." dedim, biraz daha güldük falan..
Çok kötüyüm çok.. Nelere güler oldum..

27 Nisan 2010

26 Nisan 2010

Yeşil çam kötü adamları gibiyim

Banyodan çıkınca açık olan bilgisayarımdan nete bakayım dedim, yarım saatir bornozla oturuyorum... Acaba insanlar yarı çıplak olduğumu bilse aynı konularımı konuşurlardı benle :P

Hamle

Bugün otelde sadece personelin geçtiği bir yere oyun salonu yapmışlar, henüz oradan müşteri geçmioyr. satranç taşlarını dizmişler falan, Bende bir hamle yaptım, bakalım karşılık veren çıkacakmı, yüzünü görmediğim bir rakibim olsa keşke ne heycanlı olur.. Ana nerde o sinerji rixosta...

25 Nisan 2010

24 Nisan 2010

Tebrik

Nesnel ile yan yana yürürken aramıza sıçarak bizi uyaran kuşu tebrik ediyorum

23 Nisan 2010

foto çekimi uyarıları

Artık kimin için çektiğimizi değil; çimlere ne kadar bastığımızı umursa olmuşlar... pehhh...

18 Nisan 2010

bok

Bir haftada hem vizelere girip hemde çok yoğun bir staj dönemi geçiren, üstüne üstlük bir de hastalanan bir insanın biraz rahatlaması, gülmesi gerekir diye düşünüyorum. Ama bu hafta ne rahatladım ne de güldüm. Tek boş günüm olan bugün yaptığım tek aktivite, yarım saat bilemedin bir saatlik bir yürüyüştü. Bom bok bir haftayı bırakıp bir yenisine giriyoruz ve bunun daha iyi geçmesi konusunda hiç bir ümidim yok. Bu aralar elimi attığım şeyler bok gibi gidiyor. Yatıp uyumak dışında ne bir şeye halim ne de isteğim var. Öyleki; Konuştuğum herkese aynı şeylerden bahsedip aynı konulardan şikayet ediyorum. Dilencilerden farkım yok, bildiğin neşe ve enerji dileniyorum bir karşılık vermeden. İnsanlar bu süreçte bana katlanıyorsa ve hala "tamam anladık yetti artık!" demiyorlarsa, teşekkürü haketmişlerdir sanıyorum. Bu sürecin geçmesini kolaylaştıracak birşey arıyorum ama hep zevkle yaptığım şeyler bile zahmetli işler gibi geliyor gözüme. Gaza getirecek, tutunacak birşey olsa güzel olurdu.
Hep kızdığım, laf ettiğim, anlamsız bulduğum tarzda yazılardan biri oldu. Ezik bir içini boşaltma yazısı..

17 Nisan 2010

şişko banketçi

Ön bilgi: Otelde Ferrari ve maseratinin lansmanı var. Özel müşterilerine ferrari california ve maserati gran turismo test sürüşü yaptırıyorlar ve lobide tanıtım amaçlı spa çalışanlarının standı var.
Bugün bir banket garsonu bara geldi;
Aşırı derecede boş bir ifadeyle bana bişiler sordu falan, sonra ekledi:
Şişko banketçi-Kapı önündeki ferrari süper dimi
Karşı-Evet
ŞB-O masajcı kızlar niye orda?
K-Ferrariyle test sürüşü yapanlara sürüş sırasında masaj yapıyorlar.

Banketçi bir süre kitlendi... Arızaya geçti, kafasında ne canlandırmaya çalışıyorsa artık. Sonrada "way arhadaş adamlarda para var skiim bööle işi..." falan diye söylene söylene gitti

12 Nisan 2010

Hatırt! Dersem çık.

Elmayı HATIRT!!! diye ısırıp, maksimum düzeyde ses çıkararak çiğnemeyi seviyorum !

:P


" :P " bu ifade her zaman için söyleneni yumuşatmak, olaya espri katmak için kullanılır değil mi?
Ama deviantart da bunu yapınca o kadar yavşak bi ifade çıkıyor ki "uu beybi yalarım seni" der gibi bir imaj oluşuyor. Alışmış kudurmuştan beter olduğundan, o ifadeyi kullanmaya devam edersem, bu alışmışlığım kudurmuşluk olarak mı algılanır acaba ?

11 Nisan 2010

beraber olmasın !

eski apartmandan komşularımız gelmiş yine, hep bizdeler bıktım yaw, benden daha çok zaman geçiriyorlar bizim evde, zaten tek izin günüm!
Haa hem bak ders çalışamıyorum onlar yüzünden aa tüh bak gördünmü :(
Acaba sadece boxerla mutfağa gitsem, bir rakı, şarap, bira artık ne varsa onun şişesiyle odama dönerken "aa meraba, buyrun oturun beraber olsun" desem, bir daha gelemezlermi ha? ne yapsam denesem mi ?

10 Nisan 2010

Traşı kes!!

İki gün arka arkaya vizem var, pazartesi ve salı. Bu demektir ki 3 gün stajım yok yani toplam 3 gün tıraş olmayacağım. Mutluyum =)

06 Nisan 2010

3, 2, 1.. Action !!

Aslanlı kaplanlı, böyle dağdan yuvarlanmalı düşmeli, binalara gizlice sızmalı, action konulu rüyalar görmeyeli çok olmuştu sevindim ya =)

05 Nisan 2010

Good Karma

Bir yerden baya bir kazanmışım ama nerden emin değilim...
Sonuca sevinsem mi; Yoksa biriktirdiğim karmaları harcadığıma üzülsem mi bilemedim =)

01 Nisan 2010

1 Nisan

Bugün Kızılaydaki o bütün polislerin panzerlerin ve tepede dönüp duran helikopterin anlamı izinsiz gösteriyi engellemekmiş... Peeh yedim bende, Tebiki biliyorumki asıl amaç kimsenin kimseye şaka yapmamasını garanti altına almak, şaka yapana tazzikli su verip şaka yapıyorlarmış! Hatta Kanada doğumlu 18 yaşındaki A.L. izinsiz şaka yaptığı gerekçesiyle tutuklanmış

28 Mart 2010

Sen kilo mu aldın yaw?

Msn de her kıza aynı soruyu soruyorum, ve tepkiler genelde aynı şekilde gelişiyor;
ilk aşama: inkar
ikinci aşama: nerde gördüğümü öğrenme isteği
üçüncü aşama: kızgınlık ve üzgünlük dönemi
dördüncü aşama(şaka yaptığımı söylememle birlikte): Hakaret dönemi

24 Mart 2010

Kuş

Otelde ne zaman biri bir şey ikram etse ardından"kuşa iyi gelir" diyor.
Biri ananas suyu sıkar "kuşa iyi gelir iç" der
Biri greyfurt suyu sıkar "kuşa faydalı iç" der
Biri phaselis verir ve tabiki ekler "bol bol ye bundan kuşa çok faydalı"
Fındık verirler, fıstık verirler, pasta verirler, profiterol verirler ve eklerler: "Kuşa iyi gelir"


Soru 1: Niye otelde tüm çalışanlar birbirlerinin kuşlarının sağlığını bu kadar çok önemsiyorlar?
Soru 2: Neden "kuş" ? İstisnasıs herkes "kuş" olarak bahsediyor söz konusu organdan gizli bir anlaşmamı var bu konuda ?

Hayır zaten sahip olduğum "kuş" kariyerinin zirve noktasında, 20 li yaşlarda birine böyle bir desteğe gerek yokki nedendir bu çaba, ne bekliyosunuz lan benden ?!

20 Mart 2010

otomod

Bugün oteldeki bir fotoğrafçı başka bir fotoğrafçıya, elindeki nikon d2x ve ona bağlı 14-24 f/2.8 lensini kullanmasını pek bilmediğini oto modda flaşla idare ettiğini söylüyordu. 5 dk sonra aynı ipnenin, fotosunu çektiği bir kıza, profesyonel stüdyosu olduğunu ve moda çekimleri yaptığını söylediğini duydum. Taşıdığım tepsideki meyve suyu dolu 12 longdrink bardağı atama fırlatıp "pis yalancı bi bok bilmion! demin ööle demiodun göt kafalı!!!" dememek için zor tuttum kendimi yaa öyle..

12 Mart 2010

Ocağınıza nar ağacı dikilsin.

Rixos'a gelipte nar suyu isteyenin götüne nar ağacı girsin, orasından burasından nar çiçekleri çıksın!!! Bu kadar söylüyorum!

"Stuff Only"

Sıtaf onli yazan kapılardan sürekli geçmeye başlayınca hiçbir gizemi kalmıyor işin, sadece daha kirli ve çirkin ortamlara giriyorsunuz.

04 Mart 2010

Boyundan büyük problemler

Boynumda 2 adet minik şişlik var, böyle beze gibi. İnternetten araştırdığım kadarıyla birkaç sebepten olabiliyorlarmış. Sebeplerin içinde; Kas sıkışması, lenf iltihabı, yağ bezesi gibi önemsiz şeyler varken bir de lenfoma gibi taşıyıcı olma olasılığım olan tehlikeli bir kanser türünün olması korkutucu. Son 2 aydır takılıyordu kafama, en sonunda bıktım artık, salı günü doktora gideceğim. ne varmış görelim dimi ama !

şimdi aklıma geldide

Geçen hafta bir mesaj almıştım.
"İstanbula geldin de niye bize haber vermiyon hayvan!" diye.
Mesajı aldığımda kafam iyidi, silmişim mesajı, kimdi ki acaba numara kayıtlı değildi de niye hayvan diyonuz lan :( sizsiniz hayvan bi ay olmuş geleli daha yeni mi bastı kafanız!!

01 Mart 2010

Nemo

Bugün nesnel ile Mehmet Turgut söyleşisine gittik. Adam hakkındaki ön yargılarımın çoğu gitti.
Bir de nesnelin sorduğu sorunun içeriği ile soruş şekli çok ironik oldu :P

25 Şubat 2010

Bakıcı Baba

Msn'den web cam de, kontör karşılığı dominate edilir.
Size en yakın türbe şubemiz için irtibata geçiniz: http://kutaykosem.deviantart.com/

Last long

O kadar zamandır istediğim kadar uyuyamamışım gibi hissediyorumki; Yatağımla sevişmek istiyorum ..!?
Aslında 4 gündür istediğim gibi uyuyamıyorum; demekki sevişsem de fazla uzun sürmez peeh...

16 Şubat 2010

Just Aw..ful

Stajla birlikte 2 dersten fazla alınamadığı için 2 dersin yaza kalması...
Yaz okulunun, büyük validesinin vajinası gibi bir fiyatı olması ve dolayısıyla objektif almak için biriktirdiğim paraların uçarak gidecek olması...
Ofis diye anlaşılan stajın son dakikada servise çevirilerek, garsonluk şekilde sunulması ve başka yerle anlaşacak zamanın kalmamasına bağlı olarak 2 buçuk aylık zorunlu ve karşılıksız garson olma mecburiyeti...
Okulun bitiyor olması ve bunun en sıkıcı ve zorlayıcı şekilde gerçekleşiyor olması...
"Living to die" deyimi gibi. Sanki zamanın hiç önemi yok!

10 Şubat 2010

Marry Me!!

Evet Gülhan Şen, sana sesleniyorum bu bloK'tan!!
Sen nasıl enerji dolu, neşeli bir insansın ya! Doğalsın falan. "Yeme de; Sarıl uyu" derler ya... Demeseler de öyle işte :D

Bu arada şimdi düşündümde, son yazımdan beri, İstanbul'a gittim, set çekimleri yaptım, Ankara'ya döndüm, iki adet yirmilik diş çektirdim diye uzar gider liste..

15 Ocak 2010

Neden-Sonuç

Aynı gün içinde hem "Zeitgeist"leri hem de "The Hitchhiker's Guide to the Galaxy"yi izlemek iyi olmadı. Yarın hissettiğim her şey saçma bir bağlantı, gereksiz bir zincir oluşturacak kafamda.
"Havlusuz çıkmam abi!" diyenlere gelsin..

14 Ocak 2010

09 Ocak 2010

De derler bana

"sürekli gülücükler saçan 5 yaşında mal sarışın çocuklar var ya
öle hayal ediorm seni"

2024

Lan hayat güzel, eforsuz, mutlu olabiliyormuş. 2023 yılı biterken bunu hatırladım son iki aydır. Hep çekindiğim, korktuğum şeylere, bir kapı...